24 Temmuz 2011 Pazar

Yılbaşı Gecesi(Unutulamayan Anılar)

Anılar unutulmaya yüz tutmuşsa benim gibilerin umutları biraz daha yeşerir.Yaşanılanlar unutulur yeni bir sayfa açılır.Ama sayfalar hep karanlık.Bembeyaz olan umutlar bile egsoz dumanı gibi grimsi.Hayallerimizin oluşturduğu sisten önümüzü göremiyoruz.

Unutulmak istenen bir yılbaşı gecesi
.Dostlarla bir evde buluşulmuş kusana kadar içilmiştir.
O gece onu düşüne düşüne uykuya daldım.Bir kaç kusma nöbetinden sonra sabah olmuştu.

Bundan yaklaşık 6 ay sonra o yılbaşı gecesi asıl olanları öğrendim.Benim gibi figuranların değil başrollerin neler yaptığını öğrendim.

O gece benim olmam gereken yerde başkası varmış.Karaktersiz zengin bir züppe.İşte ''siz onu düşünüp ciğerlerinizi sikerken başkası da onu sikebilir bu tanrının espri anlayışıdır'' dememin nedenini umarım anlamışsınızdır.

Böyle bir acı olamaz.Jiletçilerin felsefesini yani fiziksel acıyla duygusal acıyı bastırma düşüncesini geçirdim aklımdan.Ama benim acım jiletle geçecek gibi değildi.

Elimi kesmeliydim.Hayalimde elini tuttuğum elimi...

Çirkin Olmak


Bir ergen için en kötü şey ne olabilir?Kafa yormaya gerek yok.Çirkin olmak.Bunu bilmek için yaşamak gerekiyor.Öyleyse birinci ağızdan dinleyin.

Çirkin olmak fotoğraf makinesini gördüğünüzde topuklarınız götünüze vura vura kaçmaktır.

Çirkin olmak asla sevdiğinin elini tutamamaktır.

Çirkin olmak gündüzleri dışarı çıkmamaktır.

Çirkin olmak hiç tanımadığı insanlara bile alay konusu olmaktır.

Çirkin olmak haklı olduğunuz bir tartışmanın bile ''tipe bak'' la sonlanmasıdır.

Çirkin olmak gerçek dostlara sahip olmaktır.

Çirkin olmak kendini kandırmaktır.

Çirkin olmak hayal dünyasında yaşamaktır.

Çirkin olmak rüyaların bile kotalı olmasıdır.

Çirkin olmak hayata 5-0 yenik başlamaktır

Çirkin olmak karanlığa aşık olmaktır...

Çaresizliğin Manifestosu

Saçma sapan bi adam oldum ben.Nefret ettiklerime dönüşüyorum galiba.Ama hala bende bana ait bir şeyler var.Duyguları yazıya dönüştürememe yeteneği mesela.

Kazanamayacağını bile bile savaşa giren zalim bir dikdatör gibiyim.Ama nefretimi kusabileceğim bir halkım yok.Galiba bundan zarar veriyorum kendime.Mazoşist miyim? Umarım öyleyimdir.Bu hayatı seve seve yaşamamı sağlayacak tek şey o olur.

20 yaşındaki bir herif.Ne biliyo olabilir ki? Öyle demeyin.Hayat herkese farklı koldan saldırır.Bazılarına o kadar hafif vurur ki bu dingiller kendilerini güçlü sanır.Bir de sağlam vurdukları vardır ki onlar zavallılığının hep farkındadır.

İnsana verilen en değişken duyguya aşk denir.Kimileri için hediye kimileri için ceza.Buna kim karar verir? Tanrının espri anlayışı çok kötü.Mesela siz sevdiğinizi düşünüp ciğerlerinizi sikerken başkalarıda onu sikiyo olabilir.Komik mi? Hah.Demiştim espri anlayışı berbat.Merhametine sığınarak onun hakkında saçma sapan şeyler yazan insanları affedecek kadar iyidir Tanrı...Umarım.

Okunmamak üzere yazmak rezalet bir şey.Öyleyse niye yazıyoruz.Bilmiyorum.Bu da bir tür duygu kusması olsa gerek.Kalbi rahatlatan.Evet kusmuklar iğrençtir.Bu yüzden de okunmaman normaldir.

İlkokulda,lisede,üniversitede...Hep değişmek hayaliyle yaşamak nasıl bir şeydir bilir misiniz?

Benim gibilerin ölülerden tek farkı nefes alıyo olmamızdır.Evet biz de çürüyoruz.Buna kalbiniz atarken  yaşlanmak diyorlar.Önce çocuk oluyoruz.Sonra duygularımız çürümeye başlıyor.Duygusuz piçler olup çıkıyoruz.Biz büyüdük ve kirlendi dünya ha?Hayır.Biz kirlendik ve mahvoldu dünya.
Dünyanın bile amına koyduk.Kutup ayıları bile nefret ediyo bizden.Ama insan hala  dünyada ki en değerli şey gibi davranan insanlar var.Hassiktir diyorum.Evet.Hassiktir.Bir kaç varil petrol için ölen insan sayısını biliyor musunuz?Benim gibi sahte anarşistler bile daha duyarlı sizden.

Artık hepimiz suyun bile temizleyemeyceği lekelerle yaşıyoruz.Bazılarımız bunu iyi saklıyor.Benim gibi açığa vuranlar var.Var dimi.Yalnız değilim...
Sen de bu yazıyı buraya kadar okuduğuna göre yalnız değilim.


''İnsanlık bu günde para karşısında değer kaybetti'' adını hatırlayamadığım kral bi abinin sözü.Paraya karşı mücadele verilen en ünlü sistemin kurucusu bile zengin bir ailenin çocuğu,Marx.
Sen cebinde 5 kuruş olmadan neyin peşindesin ki?

Yemek paramla sigara aldım.Üstüne sigara yakamayacağım bir yemeği napiyim ben.Şimdi aç  bir karınla ciğerlerimi mahvediyorum.Midem arada isyan ediyo.Ama hemen bastırıyorum isyanı.Sus ulan varda mı yemiyoruz diyorum.Halden anlıyo.Mide uysal bir organ da ya kalp?
Dur ulan artık diyorum.Atmaya devam ediyo.Kalbin her atışı ölüme bir adım daha yaklaştırıyor beni.Belki de bu yüzden onu görünce kalbim deli gibi atıyor.Her gözgöze gelişimiz ölüme doğru attığım bir depar gibi.Bana çöp bidonuna bakar gibi bakışın.Çok romantik.Ama haklısın.Çöp bidonu gibiyim.İçim seninle dolu..

Gregor Samsa nın Hikayesi

Bir gün intihar edersem(ki etmem) o gün doğum günüm olacak.Hiç kutlanmayan doğum günlerinin ölüm yıldönümünden bir farkı yoktur.Yaşayan bilir.Ona ne kadar ''yaşayan'' denebilirse artık.

Bir gün yıllarca sevip de açılamadığınız kıza seni seviyorum derseniz şaka yapıyosunuz sanabilir.Hemen olayı kıvırın.Şaka olarak bilsin.Burdaki şakayı yapan tanrıdır.Demiştim espri anlayaşı berbat diye.Günaha giriyorum sanırım.Ama onların girdiği günahların yanında benimki bir karınca cinayeti gibi kalır.Hani üstüne başarsınız da çatırdar ya.Bana beni hatırlattığı için böcekleri sevmem.İnsanlar benden tiksindiği gibi onlardan da tiksinir.

Bir gün uyandığımda Gregor Samsa gibi kendimi bir hamamböceği olarak bulabilrim.Bundan hiç korkmuyorum.Çünkü şu anda da bir hamamböceğinden pek farkım yok.Aksine bu bana avantaj sağlayabilir.Bir gün dünya nükleer bir kıyamete kurban gittiğinde geriye bir tek onlar kalacak çünkü.Radyasyon bütün insanları çürütürken onlar da o çürümüşleri temizlemekle mükellef olacaklar.